top of page

Ne Kadar Teslimiyetteysen O Kadar Az Korkarsın

Yazarın fotoğrafı: Featdoor AgencyFeatdoor Agency

Güncelleme tarihi: 26 Ara 2024



Korkularımızla yüzleşmek ve onlardan kurtulmak için genelde direnerek onları görmezden gelme yoluna gideriz. Kendimize bile bu korkuya ya da endişeye sahip olduğumuzu itiraf etmeyiz. Ancak bu zihinsel direncin kendisi, zihnimizin sıkışıp takılı kalmasına neden olur. Saplanmış, kendimizi çıkmazda hissetmemize neden olan bu zihin hali ise hayatın akışı içerisinde sürekli olarak meydana gelen değişikliklere cevap vermede yetersiz kalır. Bu gürül gürül akan bir nehri tek elle durdurmaya çalışmaya benzer.

Zihin teslim olduğunda ise hayatın akışıyla bir olur. Bu durumda sorunlar nehrin çalkantılarına, zihin ise nehrin üzerindeki teknelere benzer. Sorunlar bizi nereye taşırlarsa taşısınlar, zihin teknemizi istediğimiz yere doğru sürmeye devam ederiz.

Kontrolü kaybetme korkusu, ancak kontrol etme arzusu olduğunda var olur. Kontrol etmeyi ne kadar arzularsak korku da o kadar güçlenir. Bu arzu bitince korku da biter. Acılarımızın çoğunun kaynağı arzulardır. Çünkü bu o ‘AN’da olandan mutlu olmadığımızı ve olanla rekabet etmeye çalıştığımızı gösterir. Bize zorluk ve sıkıntı gibi görünen her şey aslında bizi kendimize yaklaştıran ve güçlendiren araçlardır.

Olana teslim olduğumuzda ise bu durum korkusuz olmanın beraberinde özel bir hediye getirir ki bu ironik bir şekilde ‘zahmetsiz’ kontroldür. Hayatın akışı içinde olanları dışarıdan bir göz olarak izleriz ve çözüm zahmetsizce zihnimize düşer. Yıllarca mücadele ettiğimiz acı veren durumlar kendiliğinden yok olmaya başlar ve yerini anlayışa, akışa bırakır. Kilitler açılır, varlığımız hafifler, daima huzurlu oluruz.

Teslimiyeti ne kadar çok anlamaya ve kavramaya çalışırsak bizden o kadar uzaklaşır. Sadece onu uygulamaya devam edersek bir gün kendiliğinden olmaya başlar...
 
 
 

Commentaires


bottom of page