top of page

Suçlayan Kalp İyileşmez

Yazarın fotoğrafı: Featdoor AgencyFeatdoor Agency

Güncelleme tarihi: 26 Ara 2024

Birilerini suçlamaya yönelmeden evvel kendi sorumluluğunu düşünmek ve ona sahip çıkmak; bu ben ne yaptım, nerelerde aşırıya gittim de başıma geldi diyebilmek ancak kendi gücümüzü keşfettiğimizde kendiliğinden açığa çıkan bir şeydir.

Hayatın sorumluluğunu üstlenmek denince genellikle gözler kör, kulaklar sağır olur. Kolay olan suçlamaktır, dolayısıyla kişi agresif ve duygusuz görünerek bu sorumluluğu almaktan kaçar.


İçinde bulunduğumuz dünya bize her yerde, her platformda devamlı kendini haklı çıkarmaya, kusursuz görünmeye çalışmayı öğütlüyor gibi görünse de bu kişiyi depresyona, derin bir mutsuzluğa ve acıya iten bir davranış modelidir. Çünkü içinde kin barındırır, kalp değil hırs konuşur. Bu durumun içinde ‘ben daha iyiyim’ ya da ‘ben daha zayıfım’ gibi kalıplar vardır ki bu kibirdir. Bu da daima acıya yönelmeyi seven egomuzu besler ve bizi bir acı sarmalına sürükler.⠀⠀Acımızı haklı çıkarmaya çalışmak ve nedenini ‘o’na veya ‘onlar’a bağlamak başlangıçta içimizi rahatlatsa da bu egomuzla ve o uzak durmaya çalıştığımız tarafla aramızdaki bağı gittikçe kuvvetlendirir. Onlara bağımlı hale geliriz.

Bize nasıl kendimizi iyileştireceğimiz değil nasıl suçlayacağımız öğretilmiş olsa da suçlayan kalp iyileşemez. Sistemin müthiş bir denge ile çalıştığını idrak ettiğimizde, etrafımızdaki her şeyin ve herkesin bizim birer yansımamızdan ibaret olduğunu kabul ettiğimizde kalp sıçrama yaşar ve sınırsız sevgiyle dolar, iyileşir, kendisini şifalar, etrafındakileri de şifalandırır.
Hepimiz önce kendimizden, kendi sorumluluklarımızdan, kendi iç huzurumuzdan ve kendi şifamızdan sorumluyuz.
 
 
 

Yorumlar


bottom of page