top of page

'Ben oldum' Diyen ya da Öyle Hisseden Cahildir

Yazarın fotoğrafı: Featdoor AgencyFeatdoor Agency

Güncelleme tarihi: 26 Ara 2024

Egonun (nefsin) en kurnaz tuzaklarından biri bilgiyi zihne yükleyip, o dışarıdan edinilen bilgileri kendinin zannedip onlarla böbürlenmesi, ufacık bir manevi deneyimde bile seni kibre sürüklemesidir. Kibir, kendini diğerlerinden üstün, daha çok biliyor zannetme hali, kendini diğerlerinden daha yukarıda ya da daha aşağıda görme hali ise sadece zandır, hakikatin birliğinden uzaktır. Ben oldum diyen ise uçurumdan aşağı düşmeye imzasını atmıştır. Sistem ona hiç olmadığını göstermek için tüm gücüyle çalışmaya başlar.


Bilgi hangi konuda olursa olsun ‘hal’ edilmemiş, içinde kaybolup o olunmamış ise Hz. Mevlana’nın tabiriyle o kişi yük taşıyan eşektir. Dolayısıyla etrafına papağan gibi ezberlediklerini anlatanlar en çok kendilerini besleyemeyenlerdir. Etrafı, yakınlarını düzeltmeye çalışırlar ama aynayı tırmalarlar. İzledikleri kendileridir. Kendi içsel dengesizliği ve kendi merkezinden uzak olma halini görmezden gelir, etrafa çeki düzen vermeye çalışırlar. Bir de onların yükünü üzerlerine alırlar. Yani yükleri ağırdır, bu sebeple de içlerindeki sıkıntı gittikçe artar.

Aldığın bilgiler, ister maddi, ister manevi olsun, ancak seni gerçekliğe hazırlamak içindir, hakikatin kendisi değildir. Kendini edindiğin, ezberlediğin bilgilerle özdeşleştirmen ise kendi gerçekliğini görmediğin ve küçümsediğin anlamına gelir. Tüm bildiklerinden soyunduğunda geride kalan, etiketlerden uzak olan çıplak gerçeklik senin hakikatindir.

Yokluktan, bilinmezlikten, kalbine akandan hareket edebiliyorsan bunu anlatmana gerek de yoktur. Çünkü hem kendin bir bilinmezliğin içindesindir, akıştasındır, hem de etrafındakiler senin güzel enerjine, güzel huyuna, hayatın içinde su gibi akışına gelir. Orada senden akan hal, konuşmasan da etrafını besler ve şifalandırır. İşin içine girip kendine gerçekten yönelme cesareti olanlar için içsel bilgi arttıkça cahilliğinin sonsuzluğunun da idrakı aynı anda gelir. Öğrendikçe ve hal edindikçe daha derinleşir, bilmediğinin farkına vardığında ise asıl zevk başlar. Artık zihni değil kalbi konuşur...

Şimdi kapıyı aralamak istiyorsan kendine sor, ‘neyi biliyorum zannediyorum?’, ‘nerede kendimi düzeltmek yerine etrafıma ayar çekmeye çalışıyorum?’, ‘nerede yeniyi hayatıma kabul edemiyorum?’. Cevaplar şifasıyla gelsin hepimize...
 
 
 

Comments


bottom of page